- göz önünde bulundurmak
- v. consider, take into account, take into consideration, make allowances for
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
göz önünde tutmak (veya bulundurmak) — herhangi bir durumun nasıl bir sonuca yol açacağını hesaba katmak, dikkate almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
PİŞ-İ NAZARA GETİRMEK — Göz önünde bulundurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dikkate almak — göz önünde bulundurmak, hesaba katmak, gereğini düşünmek Etrafındaki dedikoduları dikkate alıp onun öfkeye kapılacağını tahmin edin. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
derpîş — (F.) [ ﺶﻴﭘرد ] göz önünde. ♦ derpîş edilmek göz önünde bulundurulmak. ♦ derpîş etmek göz önünde bulundurmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
gözetmek — i 1) Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek Büyük kardeşler küçükleri gözetir. 2) Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak 3) nsz Kollamak, beklemek Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek. 4) Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
itibar etmek — 1) saygı göstermek, saymak, değer vermek Biz sana ağabey diye itibar ediyoruz. B. Felek 2) göz önünde bulundurmak, dikkate almak Başkalarının sözüne itibar etmez … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesaba almak — (bir şeyi veya bir durumu) göz önünde bulundurmak, işini yürütürken o şeyi de düşünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesaba katmak — dikkate almak, göz önünde bulundurmak Hem benim avukat veya yargıç olmak isteyip istemediğimi de hesaba kattıkları yoktu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük